İzmir'de Kadınlar Sokakta Güvende Hissetmiyor

Araştırma, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılığın arttığı yönünde genel bir algı olduğunu gösterse de, bu iyileşme algısı kadınlar arasında erkeklere göre daha düşük. Erkeklerin %74'ü duyarlılığın arttığını düşünürken, kadınlarda bu oran %61.
Kadına yönelik şiddetin arttığını düşünenlerin oranı ise %80 gibi yüksek bir seviyede. Kadınların %70'i şiddet karşısında başvurabilecekleri kurumları bildiğini belirtiyor. Katılımcıların %68'i kadınların günlük yaşamda cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyor. Ayrımcılığı en yoğun hisseden grubun ise boşanmış kadınlar olduğu belirtiliyor.
Rapor, aile içindeki mal paylaşımı, ev işlerinin paylaşımı ve hane bütçesi kararlarında kadınların söz sahibi olması gibi konularda olumlu görüşlerin yaygın olduğunu gösterse de, kadınlar ve erkekler arasında en az 10 puanlık farklar bulunuyor. Kadınların %58,9'u ekonomik ve sosyal olarak erkek olmanın daha avantajlı olduğunu düşünüyor.
İzmir'de kadın dayanışmasının güçlü olduğu ve kadınların kamusal alanda şiddet ve ayrımcılığa karşı sessiz kalmadığı vurgulanıyor. İzmirliler feminist kimliğe mesafeli olsa da, feminizm kavramını kadın hakları, cinsiyet eşitliği, kadın dayanışması gibi olumlu ifadelerle tanımlıyor. Bu durum, feminist kimliğe mesafenin ideolojik değil, algısal olduğunu gösteriyor.
Hükümetin 2025'i "Aile Yılı" ilan etmesinin toplumsal yapıya etkisi konusunda katılımcıların %50'sinden fazlası herhangi bir etkisi olmayacağını düşünüyor. Yalnızca %17'si bunun olumlu sonuçlar yaratacağı görüşünde.
[🤖 Bu haber için AI (FLUX) tarafından görsel oluşturulmuştur]